13 Ağustos 2008 Çarşamba





Her gün yatağa yatarken "Ya, yine unuttum Dide'nin günlüğüne yazı yazmayı" diye yatıyorum. Sabah kaltığımdan ilk işi onu yapmalıyım.. ama işte, öyle diye diye bugüne geldim. Kendimden utanıyorum..

Şu anda Gümüldür'de Denizatı -Hipo kampingdeyiz. Ananen ve dedenle beraber. Son üç gündür, yani ayın 10undan beri hayatında bir dönüm noktası gerçekleşti. Ayın 10 u sabahı uyandığında bezini değiştirmek istedim ve bana "anne bez istemiyorum, bitti" dedin. Fırsat bu fırsat diyerek bezi çıkardık ve sen o günden beri gündüzleri bezsizsin. Çişin geldiğinde "anneee çişim vaaarr" diyerek bana haber veriyosun ancak aynı şeyi henüz kakan için söyleyemeyeceğim. Geceleri de bezli yatıyorsun henüz ama bu senin için ve tabii ki bizim için çok büyük bir dönüm noktası. şu anda da tuvalette oturmuş, kakanın gelmesini bekliyoruz ailecek. kakanı yap ki ananenle beraber havuza gideceksiniz.

Afi sana yaz başında bir yelek aldı. yüzerken yakın zamana kadar o yeleği kullanıyordun. bundan bir kaç hafta önce kolluklarını takmaya başladın. Ama o kadar göz karasın ki; elinde olsa öylece atlayacaksın havuza. kolluklarınla havuza girdiğinde "anne bak ben şimdi aşağıya bakıcam" diyosun, kafanı suyun içine sokup öylece aşağıya bakıyorsun, sonra da çıkarıyorsun kafanı.. Çok güzel tutuyorsun nefesini. havuzun kenarına çıkıp çıkıp sürekli atlıyorsun. Çevreden geçenler seni hayranlıkla seyrediyor.

Burada küçük bir hayvanat bahçesi var. Tavşanlar, hindiler, tavuklar ve senin en favorin atlar var burda. hemen hemen hergün seninle atlara gidip onlara karpuz kabuğu veriyoruz. Sonra atçı amca gelip seni gezdiriyor. Ona süreki "daha hızlı daha hızlı" diyosun. Amca da atı 4 nala koşturuyor haliyle. Galiba jokey ya da F1 pilotu olacaksın. Bundan 2 hafta önce Karaburun da dedenle beraber tekneye binip beraber kalamar avlamaya gittik. Ona da aynı şeyi söyledin. "daha hızlı daha hızlı" :)) İlk kalamar avlayışı şahitliğindi. O kadar garip karşıladın, heyecanlandın ki.. biz tekneye her kalamarı çekişimizde çığlık atıp tezahüratlar yaptın. Ertesi gün de o kalamarları afiyetle yedin.

Bu yazın zaten Karaburun ve Gümüldür arasında geçiyor. Bir de temmuzun son haftasında Bodruma gittin. Kaya ve Bora'nın oğulları (Doruk ve Çağan) ile beraberdin. Tüveyç Doruk'un altını değiştirirken, onun pipisini göstererek, "aaaa!!! anne o nee?!?!?" dedin hayretle. Tüveyçle çok güldük ve ilk "cinsel" eğitimini de orada verdik sana bu bahaneyle :)))

Havalar çok sıcak olduğu için genelde İzmir'de kalmıyoruz. Dolayısıyla sen de Leman'ı fazla görmüyorsun. Arada bir Leman'la telefonla konuştuğunda, ona neler yaptığını anlatıyorsun ve ona "Leman ben seni çok özledim" diyorsum. Tabii, Leman'ın telefonun ucunda ne hale geldiğini anlatmama gerek yok. :))

Şu anda deden seni , kendi bisikletinin arkasındaki sepete yerleştirdi ve gezdirdi. Şimdi geldin, ananenin kucağında öpücük banyosu yapıyorsun.

Artık "daha sık yazacağım" demek istemiyorum, çünkü binlerce kere ispatladım ki olmuyor. Ama deneyeceğim.

Bu "blok özet"i senin elinle yaptığın telefon konuşmalarını bitirişinde kullandığın bir cümleyle bitireceğim. (Cep telefonu ile konuşmana izin vermediğimiz için, elini telefon gibi kullanıp, kulağına götürüyorsun, sanki hakikaten hattın ucunda biri varmış gibi konuşuyorsun. Konuşmanın sonunda da bu cümleyi söylüyorsun.

"Öptüm seni bay baaaayyy!!!"


Hiç yorum yok: